Hayal etti önce

TAKİP ET

3358 metre

3358 metre.
Ve Cezayir'e sürgün.
İlk denemeler yapıldı önce. Yedi tepeli İstanbul'da. Okmeydanında. Kuşlar örnek alındı.  Rüzgarda dans eden kuşlar. Yerde bir avuç sıcaklık görse kanatlarını çırpmadan, düpedüz açıp öylece yükselen kuşlar. Dağların yamacında yorulmamak için; dağlara çarpıp çıkan rüzgara kendini bırakan kuşlar.
Hayal etti önce.
''Kuş olsam keşke'' dedi belki. Binlerce bilim dalına dokunup sonra kuş olmayı merak etti. Çok bilgeydi. Bu yüzden isminden önce ''Hazerfen'' gelirdi. Peşinden gittiği bilgelerin de az kalır yanı yoktu. İsmail Cevher gibi. İdölüydü zamanında.
Uçmayı hayal etmenin, uçmaktan bile fazla cezası olacağını tahmin etmedi.
Yıl 1632. Açtı kanatlarını gökyüzüne. Balıkçıların olta seslerini duymadı.İnsan ayak seslerini ve hatta bağırışlarını duymadı.
O vardı, rüzgar vardı, ve kanatları.
Galata'dan öylece süzüldü.
Kuşlardan bile özgürdü.
Doğancılara kondu.
Düşündüğü ilk şey yeniden uçmak oldu. 
Tüm pilotlar gibi.
Padişah bir kese altın verdi.
Biraz zaman geçti. IV.Murat dedi ki ''Bu adem pek hauf edilecek bir ademdir. Her ne murat ederse elinden gelir. Böyle kimselerin bakaası caiz değildir''
İlk pilotumuz böyle sürgün edildi. Cezayir'e.
Orda can verdi.
Orda kuş oldu.
Orda melek oldu.

Zaman geçti. Ama tüm Dünya'da merak uyandırdı bu uçuş. İlk Çin'liler merak etti. Hızlı davranamadılar. Sonra Fransızlar..
1783.
4,5 metrelik ağaçtan bir kanat. 
Uçmanın keyfine varamamışlar herhalde. Acil durum şeysi.
Olur da yangın çıkarsa bu ağaçtan şemsiyeler ile iniş yapacaklarmış.
Karadenizli müteahhit varmış fransa'da. Baksanıza tahtadan yangın merdiveni sanki. 
Merak etmiş Andre Jackques Garnerin. Hafif olmalı demiş herhalde.
Kocaman bir şemsiye yapmış. Ama yarı balon şeklinde.

1797.
1000 metre.
Atlamış tabi tepenin ismi yok kaynaklarda. 

Sık sık atlamış sonra.
1802.
2400 metre.
Atlamış yine.Fransız halkı heyecanlı.

Garnerin'i sürmemişler tabi. Uçan adamdan hiç zarar gelirmiymiş ki.
Savaşlar başlamış Dünya genelinde.
I.Dünya savaşı. Sıkıştılar mı açmışlar paraşütlerini. Açmışlar paraşütlerini.

Ortalık yangın yeri.

2018.
Ordu.520 metrelik bir tepe.
51 tane yetişmiş, yetiştirilmiş pilot.
Uçmayı seven 47 erkek 4 kadın.
Uçmanın tadına varmış 47 erkek 4 kadın.
Gökyüzünde nefes almanın tutkusu içinde 47 erkek 4 kadın.
Ordu'nun şehre ve gökyüzüne açılan bir tepe. Boztepe.
Öyle diğer şehirlerde ki gibi pistleri yok. 4 metrede gökyüzüne kavuşmaya çalışan bir grup sporcu.
E artık öyle dıkşıın dıkşıın savaş yok. Sporcu oldu tüm paraşüt pilotları. Kalkış anında toplanıyor Ordu'ya gelen tüm turistler, tüm pazar gezginleri.
Hazerfen Ahmet Çelebi'ye verilen tepkilerin aynısı.
''Deli bunlar deli''
''Yahu bu ipler kopmuyor mu?''
''Bana para verseler uçmam''
''havada düşerseniz?''
''uyyy ben vallaha yapamam''

Yaparsın teyzeciğim. Zor değil, güvenli. Havada da ipler kopmuyor hem. Geçen Boztepe'nin sokak köpeği ısırdı tazı dişleriyle. Hiç birşeycik olmadı. Bak tazı dişi diyorum. Yahu yedek paraşüt var hem. Deli mi bu insanlar. Gerçi delirmek de delirmek hani. Gökyüzünde bir başına. Hani uçakta giderken cam kenarına oturursunuz ya. Şöyle kulağınıza inceden motor sesi gelir. vuuuv vuuuv. Öylece bulutlara bakarsınız. 
Bi anlık.
Sanki etrafınızdaki herkes kaybolur da sadece siz ve bulutlar bir de motor sesi kalır ya.
Öyle bir delirmek işte.
Yeryüzüne yukardan bakmak.
Ciğerlerinize kadar nefesin gittiğini adım adım hissetmek.
Araba gürültüleri olmadan.
Yalnızca rüzgar ve siz.
Öyle bir delirmek işte.
Sürgün edilmek kimi zaman.
Bir anlık.

Her yerde paraşüt simgesi var Ordu'da.
E Ordu pilotları da havada tabii.
Ah gökyüzünde kanatlarıyla uçan insanlar.
Gökyüzü sizinle güzel.
Sizinle güzel gökyüzü.
Gökyüzü.

Mine Marangoz

mine marangoz paraşüt